Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bekir Sıtkı Cebeci, hipertansiyonu Posta.com.tr okuyucularına şöyle tanıtıyor: “Hipertansiyon, damarlarımızdaki kan basıncının dinlenme halindeyken, fiziksel ve psikolojik stres olmayan durumda 130/80 mmHg değerinin üzerinde seyretmesi olarak tanımlanır.” Prof. Dr. Cebeci’nin belirttiğine göre, Türk Hipertansiyon Prevalans çalışmasında, 18 yaş ve üstü bireylerin %31’inde hipertansiyon tespit edilmiştir. Yani, ülkemizde her üç kişiden biri hipertansiyon hastası!
**Tansiyonunuzu Yılda Birkaç Defa Ölçtürün**
Hipertansiyon hastası olmasanız bile, 18 yaşından itibaren her bireyin iki yılda bir,
0 yaşından sonra ise yılda birkaç kez tansiyonunu ölçtürmesi önemlidir. Eğer 18-
0 yaş arasında olup hipertansiyon riski taşıyorsanız, bu ölçümleri yılda birkaç kez gerçekleştirmeniz gerekmektedir. Ayrıca, hipertansiyon tanısı aldıysanız doktorunuza danışmadan “kan basıncım ideal seviyelere düştü.” diyerek ilaçlarınızı asla bırakmamalısınız.
Prof. Dr. Cebeci, “Bazı istisnai durumlar dışında hipertansiyon tedavisinin ömür boyu devam etmesi gerekir. Tansiyonunuz normal seviyelere ulaştığında tedaviyi bırakmak, kan basıncınızın yeniden yükselmesine neden olabilir. Bu nedenle tedavinizle ilgili her konuyu mutlaka doktorunuza danışmalısınız.” diyor. Prof. Dr. Bekir Sıtkı Cebeci, ekliyor: “Hiçbir rahatsızlığınız olmasa bile hekim tarafından önerilen ilaçları kullanmamak, sağlık açısından yapılabilecek en büyük yanlışlardan biridir.”
Cebeci, yüksek kan basıncının damarlara, kalbe, böbreklere ve beyin gibi organlara zarar verdiğini vurguluyor: “Hastalığın sessiz dönemi sona erip belirtiler ortaya çıkmaya başladığında oluşan hasarları düzeltmek pek mümkün olmayabilir. Bu nedenle, hipertansiyonun varlığına bakılmaksızın mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir.”