enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,4856
EURO
36,4774
ALTIN
3.091,70
BIST
9.977,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
11°C
İstanbul
11°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
10°C
Salı Hafif Yağmurlu
12°C
Çarşamba Az Bulutlu
11°C

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

Ev işlerinden çocuk bakmaktan çok bunalmıştım


Bana bir adamdan arkadaşlık isteği geldiğinde, önce biraz tereddüt ettim. Profiline göz attım; oldukça sade bir sayfası vardı. Fotoğrafı ise dikkatimi çekti. Çok karizmatik bir duruşu vardı. “Ne kaybederim ki?” diye düşünerek isteğini kabul ettim.İlk mesajı birkaç saat sonra geldi. “Merhaba, nasılsınız?” diye yazmıştı. Gayet normal ve nazik bir giriş yapmıştı. Ben de aynı şekilde cevap verdim. Başta kısa, sıradan bir sohbet gibi başladı. Nereli olduğumu, nelerle uğraştığımı sordu. Ben de çocuklarımı, ev işlerini, günlerimin ne kadar yoğun geçtiğini anlattım. O ise sürekli, “Kendine vakit ayırmayı unutmamalısın. Sen de değerlisin,” gibi şeyler söylüyordu.Birkaç gün boyunca ara ara konuşmaya devam ettik. Sohbetlerimiz uzadıkça, kendimi bu adamla konuşurken rahat hissetmeye başladım. Çok nazikti, sanki beni yıllardır tanıyormuş gibi konuşuyordu. Beni anladığını hissettiriyordu. Günler geçtikçe, onun mesajlarını dört gözle bekler hale geldim.Bir gün bana, “Seninle konuşmak çok güzel, ama yüz yüze görüşmek bambaşka olurdu,” diye yazdı. Bu mesajı okuyunca içimde bir karışıklık oldu. Yüz yüze mi görüşmek? Bu düşünce aklıma hiç gelmemişti. Ona “Bunu düşünmek için erken, biz sadece arkadaşız,” dedim. O ise kibarca, “Haklısın, ben sadece içimden geçenleri söyledim,” dedi ve konuyu kapattı.Ama bu olaydan sonra işler değişti. Onunla her konuştuğumda kalbim biraz daha hızlı atıyordu. Ona her gün biraz daha bağlandığımı hissediyordum. Eşim ise hâlâ aynıydı. Evde oturup televizyon izliyor, çocuklarla ya da benimle ilgilenmiyordu. O adamın söyledikleri ise bana kendimi önemli ve özel hissettiriyordu.Bir gün bana, “Çiçekleri çok sevdiğini fark ettim. Sana bir hediye göndermek istiyorum,” dedi. Bu sözler beni hem şaşırttı hem de mutlu etti. “Hediye göndermene gerek yok,” dedim, ama o ısrar etti. “Bu, küçük bir jest. Seni mutlu etmek istiyorum,” dedi. Sonunda kabul ettim.Birkaç gün sonra kapı çaldı. Elimde çocuklarla uğraşıyordum, ama kapıya koşarak gittim. Bir kargo gelmişti. Paketi açtığımda içinden muhteşem bir çiçek aranjmanı çıktı. Yanında da küçük bir not vardı: “Hayat, senin gibi çiçeklerle dolmalı. Her zaman gülümse.” Kalbim yerinden çıkacak gibi oldu.Bu olaydan sonra ona karşı hislerim daha da yoğunlaştı. Ama içimde büyük bir suçluluk da vardı. Kendi kendime sürekli, “Bu yaptığın doğru mu?” diye soruyordum. O ise hiç baskı yapmıyordu. Sadece beni dinliyor, anlamaya çalışıyor ve destek oluyordu.Bir gün, cesaretimi toplayarak ona sordum: “Beni neden bu kadar önemsiyorsun? Daha önce hiç tanımadığın birine neden bu kadar iyi davranıyorsun?” O ise hiç tereddüt etmeden, “Çünkü sen buna layıksın. Kimse sana hak ettiğin değeri vermemiş gibi hissediyorum. Senin gibi bir insan, daha fazlasını hak ediyor,” dedi. Bu sözler kalbimi delip geçti.Günler geçti, konuşmalarımız daha derinleşti. Artık onunla konuşmadan bir gün bile geçiremiyordum. O ise her zaman aynı sakinlikteydi. Bana bir gün bile yanlış bir şey söylemedi, benden bir şey istemedi. Sadece benim iyi olmamı istiyordu.Sonunda, bir gün ona şunu sordum: “Peki ya sen? Sen kimsin, ne yapıyorsun? Bu kadar nazik ve iyi bir insan olmayı nasıl başarıyorsun?” O da kendi hikayesini anlattı. Eşini yıllar önce kaybetmiş, tek başına yaşamaya alışmış biriymiş. Hayatında hiç kimseye böyle bağlanmadığını, ama benimle konuşmanın ona yeniden yaşama sevinci verdiğini söyledi.O an anladım ki, biz birbirimizi tamamlıyorduk. Ama yine de bir adım ileri gitmekten korkuyordum. Evliydim, çocuklarım vardı, ve bu durum beni mahvediyordu.Bir gün ona bunu söyledim: “Bunu sürdüremem. Hayatım karmakarışık. Seni üzmek istemem, ama bizim yolumuz aynı değil.” O ise, “Senin mutluluğun benim için her şeyden önemli. Eğer bu konuşmalar seni zorluyorsa, seni rahat bırakırım. Ama bil ki her zaman buradayım, sen ne zaman istersen bir dost olarak yanındayım,” dedi.Bu sözlerden sonra konuşmalarımız seyrekleşti. Ama onun söyledikleri içimde bir iz bıraktı. O adam, hayatımda belki de ilk kez kendimi değerli hissetmeme sebep olmuştu.Zamanla hayatımı düzene koymaya karar verdim. Kendim için bir şeyler yapmaya başladım. Çocuklarımla daha çok vakit geçirdim, hobiler edindim. O adamla konuşmalarımız ise yerini sessiz bir dostluğa bıraktı.Bu hikaye bana bir şey öğretti: Bazen hayatınıza birileri girer ve size hiç bilmediğiniz bir yanınızı gösterir. Onlar bir öğretmen gibi gelip geçer, ama geride bıraktıkları izler sizi hayata bambaşka bir gözle bakmaya teşvik eder.