Ginkgo, sarı ve yuvarlak meyvelerinin şifalı özellikleri nedeniyle yüzyıllardır kullanılmaktadır. Bu bitki, bol miktarda terpenoid adı verilen antioksidan içererek hücrelere giden oksijen miktarını artırır ve böylece hafızayı güçlendirir. Biberiye de hafıza artırıcı etkisi ile uzun yıllar boyunca popüler bir bitki olmuştur. Northumbria Üniversitesi’nden Prof. Mark Moss’un gerçekleştirdiği araştırmalar, biberiyenin hafıza üzerindeki olumlu etkilerini kanıtlamıştır. Deney sonuçları, biberiye yağı kullanan katılımcıların uzun dönemli hafızalarında belirgin bir artış olduğunu göstermiştir. Zengin demir, B vitamini ve kalsiyum içeren biberiyeyi yemeklerde kullanmanın yanı sıra, demlenerek çayını da hazırlayabilirsiniz.
Asya’nın önemli bir bitkisi olan ginseng, geleneksel Asya tıbbında sakinleştirici özelliği ile tanınmaktadır. Üç ay boyunca düzenli ginseng kullanımı, Alzheimer hastalarının bilişsel kapasitelerinde olumlu gelişmeler ortaya çıkarmıştır. Ferahlatıcı kokusu ve sindirim sistemine faydası ile öne çıkan nane, taze olarak tüketilebildiği gibi çay şeklinde de demlenebilir. Wheeling Jesuit Üniversitesi’nden Dr. Bryan Raudenbush’un yaptığı çalışmada, nane kullanımının beyin kapasitesinde artış sağladığı, problem çözme ve konsantrasyon üzerinde olumlu etkiler yarattığı tespit edilmiştir. Dr. Raudenbush, bu olumlu sonuçların nanenin hücrelere oksijen taşıma yeteneğinden kaynaklandığını savunmaktadır.
Adaçayı ise Newcastle Üniversitesi’ndeki araştırmalarla beyin üzerindeki olumlu etkileri kanıtlanmıştır. Test sonuçları, adaçayı yağı kapsülü kullanan katılımcıların kelime hatırlama testinde, kullanmayanlara kıyasla çok daha yüksek başarı gösterdiğini ortaya koymuştur. Adaçayı, sağlık açısından zengin faydalarını beraberinde getirirken, çay tutkunlarının listesinde yer almayı hak ediyor.
Kedi pençesi, kökenlerini Amazon yağmur ormanlarına dayandıran ve yüzyıllardır yerli halklar tarafından kullanılan bir bitkidir. İlk olarak yaraların ve kızarıklıkların tedavisinde tercih edilen bu bitki, zamanla Alzheimer araştırmalarının odağı haline gelmiştir. Yapılan çalışmalar, kan akışındaki yavaşlamadan dolayı beyinlerine yeterince oksijen ulaşamayan Alzheimer hastaları üzerinde olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Böylece kedi pençesinin, kandaki oksijeni beyne taşıyarak Alzheimer hastalığının ilerleyişini yavaşlatmada önemli bir rol oynadığı anlaşılmıştır.
Kovanotu ise 16. yüzyılda İsviçreli hekim Paracelsus tarafından kullanılmaya başlanmış olup, o günden bu yana birçok hastalığın tedavisinde yer almıştır. Son dönemlerde hafıza ve Alzheimer üzerine olan etkileriyle gündeme gelmiştir. Newcastle Üniversitesi’nden Prof. Elaine Perry, kovanotunun beyindeki reseptörler üzerindeki etkisini incelemiştir. Araştırmalar, kovanotunun asetilkolin enziminin artışına katkıda bulunduğunu göstermiştir. Kovanotu üzerine devam eden araştırmalarla birlikte, bu bitkinin faydalarının daha da artması beklenmektedir.