Beni götürdüğü yerin, onun başka bir ailesinin bulunduğu bir ev olduğunu öğrenmem beni derinden sarstı. Kapı açıldığında, hayatım boyunca unutamayacağım bir manzarayla karşılaştım. Önümde bir kadın duruyordu; kucağında bir bebekle, yanında ise üç yaşlarında bir çocuk vardı. Kadın, şaşkınlıkla bizi süzüyor, ben ise adeta donup kalmıştım. “Hoş geldiniz,” dedi; sesi zoraki bir nezaket barındırıyordu. Gözlerindeki acı, kocasının yanında bir yabancı kadın gördüğünü açıkça belli ediyordu. Benim şok içerisinde sessizliğim sürerken, “eşim” dediğim adam hiçbir şey olmamış gibi kadına dönüp, “Bu hanım benim eşim,” dedi. Bu cümle içimde bir sarsıntı yarattı. “Eşim mi?” diye düşündüm. “Ben aslında eşiyim, peki bu kadın kim?” Gözlerim dolmuştu ama ağlamamak için kendimi zor tuttum. Kadın her şeyin farkındaydı, fakat bir şey söylemedi. Onun da, benim gibi, bu adamın kararlarına boyun eğdiği belli oluyordu; yüzünde sessiz bir kabullenme vardı.
Bizi oturmamız için içeri davet etti. Ayakta duracak halim kalmamıştı, ama oturmak da istemiyordum. Yine de kendimi bir kanepeye bıraktım. Adam, hiç bir şey olmamış gibi, çocuklarıyla ilgilenmeye başladı. Oğlunu kucağına alıp onunla oynuyordu; sanki bu durumu bana gösteriş yapmak için yapıyordu. “Bu bayana ne diyeceksin? Beni buraya niçin getirdin?” diye haykırmak istedim ama sesim çıkmadı. Bir süre sonra dayanamayarak fısıldadım: “Bu kadın kim?” Adam, soğukkanlı bir şekilde bana dönüp, “Bu benim diğer karım,” dedi. “O aynı zamanda çocuklarımın annesi. Bundan sonra birbirinizi tanımalısınız, iyi geçinmek zorundasınız. İkiniz de benim eşimsiniz.”
Duyduklarım karşısında şaşkına döndüm; hayatımda yaşadığım en büyük şoktu bu. Ailemi geride bırakarak, sevdiğim adama güvenerek bir yola çıkmıştım, ama karşıma çıkan manzara bir kâbustan farksızdı. “Sen… Bunu bana nasıl yaparsın?!” diye haykırdım. Artık kendimi tutamıyordum; gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüyordu. “Beni kandırdın, bana yalan söyledin!” dedim. Adam ise sakinliğini bozmadan, “Bu bizim geleneğimiz,” dedi. “Ben seni seviyorum ama onu da seviyorum. Hepiniz benim ailemsiniz. Bunu kabul etmek zorundasın.” Kadın, sessizce bizi izliyordu ve yüzünde acı dolu bir ifade vardı. Ama o da bu duruma alışmış gibiydi; içimden bir ses, onun da bir zamanlar benim gibi kandırıldığını fısıldıyordu.