enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,4581
EURO
36,2507
ALTIN
3.065,84
BIST
9.887,49
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
7°C
İstanbul
7°C
Hafif Yağmurlu
Salı Hafif Yağmurlu
7°C
Çarşamba Çok Bulutlu
8°C
Perşembe Az Bulutlu
9°C
Cuma Açık
9°C

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

Bülent, avucunu açmış kendisine


– Bu, bizim için değil, zenginler için tasarlanmıştır. Otuz yıllık evlilik süresince kendisine bir kez dahi yaş pasta ikramında bulunmadım. Her doğum gününde mutlaka çikolata getirdim. Çikolataya büyük bir tutku beslemektedir. Adamın ifadeleri Bülent’in ilgisini fazlasıyla üzerime çekmişti. O akşam, eşiyle bir tartışma yaşamış ve kapıyı sert bir şekilde çarpıp kendini sokağa atmıştı. Arabasını kullanmayarak sahile kadar yürümeyi tercih etmişti. Denizi izlemek de ona bir huzur getirmemişti. Ancak, geçmişte denizi izlerken son derece huzurlu bir zihin halindeydiler. Dalgalar, sıkıntıları sürükleyip götürürdü. Ancak, karısının evde ağladığını bildiği için muhtemelen hiçbir şey onu teselli edemiyordu. Dilenci ile konuşurken zihni hafifçe dağılmıştı. “Acaba belirtilen bilgiler gerçeğe mi dayanıyor, yoksa tamamen hayal ürünü mü?” diye sorguladı. “Şu an cebinde bir çikolata alacak kadar paranın olmadığını mı söylüyorsun?” Bülent’in bu sorusuna karşılık adam, ceplerini yoklayarak yalnızca bir nüfus cüzdanı çıkardığını gösterdi. – Ben, bir dilenci değilim. Benim şu anda bir mesleğim yok. Her gün çalışırım; bulduğum her işi kabul ederim. Ancak bugün tüm gün iş arayışında bulundum; ne yazık ki, talihsizlik eseri, hiçbir pozisyon tespit edemedim. Bülent, oturduğu bankı işaret ederek yerin konumunu belirtti. “Let’s take a moment to sit and engage in some conversation,” he remarked. Adam, biraz tereddütle yanına oturdu. – Do you not have friends or relatives from whom you could borrow?
– The relatives of the poor are often poor themselves, my dear sir. Eğer bulurlarsa, kendi ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde beslenirler. – Karını öylesine derin bir aşkla mı seviyorsun?
– Evet, fazlasıyla seviyorum. O, hayatımın otuz yılını aydınlatan bir rehberdi. – Ah, I see. Aşk, otuz yıllık bir süreklilikle var olan bir duygudur. Gerçekten şaşırtıcı! Aşkın ömrü en fazla üç yıl sürer deniliyor. Sen otuz yıl süresinden söz ediyorsun. Indeed. Geçen yıllar, sevgimin azalma yerine artmasına sebep oldu. – O halde, evlilikte mutluluğun sırrı nedir? Görünüşe göre, söylediğine göre mutluluğun formülünü keşfetmiş gibisin. – I have yet to complete even my primary education. Ben formüller hakkında pek bir bilgiye sahip değilim. When I refer to a formula, I am not inquiring about a chemical equation, dear. Ben de altı yıldır evliyim. Sevdiğim kadınla evlilik gerçekleştirdim, ancak bu durumdan memnuniyet duymuyorum. Sürekli çatışma halindeyiz. Henüz iki saat evvel kapıyı shut ederek dışarıya adım attım. Evimiz, arabamız, işimiz ve gücümüz mevcut; ancak, mutluluğumuz eksik. Senin elinde hiçbir şey yok, fakat mutlusun. Could it be that the paradigm is what renders us unhappy?
– Do I possess nothing at all? No. Her şeye sahibim. Eşim, hayatımın merkezinde yer alan her şeydir. Can also be referred to as my beloved, spouse, companion, and partner in life. Dünyada hayatımı paylaşmaktan daha kıymetli ve önemli ne olabilir ki? Sizin için ev, araba ve iş gibi görünen unsurlar, gerçekte hiçbir değeri olmayan şeylerdir. – Böyle söyleme. Bu denli varlık içerisinde bile karım sürekli şikayetlerini dile getiriyor. Eğer bir de yoksul olsaydım, nelerle karşılaşırdım, kim bilir?