Bu manzara kalbime bıçak gibi saplandı. Karşısında genç ve zarif bir kadın oturuyordu. Kadın utanmış görünüyordu, gözleri yere bakıyordu. E-ş-im onunla konuşuyordu ama beni fark edince sözleri ağzında kaldı. karşı karşıyaydık. Yüzündeki suçluluğu görünce şaşırdım. “Ne demek istiyorsun?” diye sordum, sesim titreyerek, öfkem her kelimede açıkça görülüyordu. Birdenbire oda sessizleşti. Kadın telaşla ayağa kalktı, sanki bir şey söyleyecekmiş gibi ağzını açtı, ama tek kelime çıkmadı. Karım beni sakinleştirmeye çalışmak için ellerini kaldırdı. “Bırak artık, sakin ol,” dedi ama bu beni daha da sinirlendirdi. “Söyleyecek bir şeyim var.” “O zaman söyle!” Gözlerimden yaşlar akıyordu ama umursamıyordum. Binlerce düşünce beynimde yankılandı ve kalbim kırıldı. Eşim derin bir nefes aldı. “Bu kadın… bu kadın benim kızım” dedi. O anda her şey durdu. Sanki dünya bir anda sessizliğe bürünmüştü. Ne düşünüyorsun kızım? Bu bir şaka olmalıydı. Ancak yüzündeki ciddiyet bunun şaka olmadığını açıkça ortaya koyuyordu. “Kızınız mı? Ne diyorsunuz? Nasıl olur? diye sordum. Nefes almakta zorlanıyordum. Eşim gözlerini indirip itiraf etmeye başladı. “Yıllar önce… Evlenmeden önce… mesele. Ancak o zamanlar bu ilişkiden bir çocuğumuz olduğunu bilmiyordum. Annesi bunu benden yıllarca sakladı. Bunu onunla iletişime geçtiğimde anladım. Ancak bu sözlerine şaşırdım ve kızdım. “Daha kötüsü neydi: bunca yıldır bunu bir sır olarak saklaması mı, yoksa bana bir yabancı gibi davranması mı? “Bunu bana nasıl söylemedin?” dedim. “Benimle dalga mı geçiyorsun? Her şeyi seninle paylaştım ve sana her zaman güvendim ama sen…” E-ş-im bana bir adım daha yaklaştı ve elimi sıkmaya çalıştı ama ben geri adım attım. Lütfen, seni incitmek istemedim, seni ve ailemizi korumaya çalışıyordum. Ama bu doğru değildi. “Sana söylemeliydim.” Sonra genç kadın sakin bir sesle şöyle dedi: “Lütfen beni suçlama.” “Buraya babamı görmeye geldim, istemedim.” Bu sözler beni rahatsız etti ama hissettiğim acıyı hafifletmedi. Yıllardır bildiğimi sandığım hayatım bir anda başkasının hikayesine dönüştü. “Bunu evde konuşalım.” dedim. E-ş-imin odadan çıkarken gözleri yaşlarla doldu ama umurumda değildi. Eve geldiğimde içimdeki karmaşa daha da arttı. Eşimin geçmişinden gelen sırlar, yıllarca inşa ettiğim güven duvarını aniden yıktı. O gece e-ş-im her şeyi detaylı bir şekilde anlattı. Uzun bir sessizliğin ardından “Bu i-l-i-ş-k-i-nin bizi mahvetmesine gerek yok” dedi. Ancak içimdeki çatışma ve öfke o kadar kolay onarılamazdı. O gün hayatın bazen en beklenmedik anlarda karşınıza çıktığını öğrendim. Ancak hikaye burada bitmedi. Artık bir karar vermem gereken bir yol ayrımındaydım. Geçmişinin ağırlığını taşıyıp evliliğini kurtarmak için mücadele etmeye devam mı edecek yoksa kendisi için yeni bir sayfa mı açacak? Hangisini seçtin? Bu başka bir hikayenin başlangıcıydı.