enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,5806
EURO
36,2076
ALTIN
2.964,40
BIST
9.611,26
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
11°C
İstanbul
11°C
Az Bulutlu
Salı Çok Bulutlu
11°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
13°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
15°C
Cuma Çok Bulutlu
14°C

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.

Kendinden küçük biriyle


Kapıyı açtığımda karşımdaki manzaraya inanamismim. Genç bir kadın, gözleri hiddetyle dolu bir şekilde bana bakıyordu. Hemen gerisinde iki ufak çocuk vardı, biri kucağında, öteki eteklerine yapışmış ağlıyordu. Kadın bir an duraksadı, bana baktı, sonra arkamda duran adama doğru bağırmaya başladı: “Buradasın demek! Bizi burada bu tür bırakıp bu bayanın yanına gelmeye utanmıyor musun?” O an kanım dondu. Kadının söylediklerini anlamaya çalışıyordum. Ne demek istiyordu? Bu adamın karısı mıydı yoksa? Gözlerim süratle arkamda duran adama kaydı. Yüzü bembeyaz olmuştu, resmen dili tutulmuş gibiydi. Ne diyeceğini bilemeden orada duruyordu. Kadın bir ismim daha attı, sesi titriyordu ama gözlerindeki hiddet gitgide büyüyordu. “Aylarca yalan söyledin, çocuklarını da beni de kandırdın. Biz burada perişan olduk, sen bu bayanın beraberinde mıydın?” Kalbim sıkıştı, soluk almakta zorlandım. Gözlerim adama döndü. O an her şey netleşmişti. Bana söylediği her şeyin yalan olduğunu, gerçekten onun evli ve çocuk sahibi bir adam olduğunu bir tokat gibi yüzüme çarptı. Üzerimde büyük bir yük hissettim, resmen soluksiz kaldım. O bana dönüp bir şeyler söylemeye çalıştı: “Sevgi, bu, bu… her şey göründüğü gibi değil, lütfen izin ver açıklayayım…” Ama bundan sonra duymak istemiyordum. Ne açıklayabilirdi ki? Tüm bu zaman süresince bana yalan söylemiş, beni kullanmıştı. O an içimde bir hiddet patladı. “Sen bana hep yalan söyledin! Her şey yalanmış, evli olduğunu, çocukların olduğunu namacıyla söylemedin?!” diye bağırdım. Gözlerim dolmuştu, ama ağlamak istemiyordum. Hem kadına hem çocuklara bakarken kendimi suçlu hissediyordum. Kadın hâlâ kapının önünde dikiliyordu, elleriyle çocuklarını sıkı sıkıya tutuyordu, gözleri dolu doluydu ama belli ki gururu ona ağlamasına izin vermiyordu. Adam bir ismim atıp yanıma geldi, gözleri çaresizlikle doluydu, “Ben seni seviyorum, inan bana, her şeyi düzeltecektim, karımı boşayacaktım ama… zamanla…” dedi. Ama bundan sonra onun hiçbir sözüne inanmıyordum. Yalanlarla dolu bir yaşamı paylaşmak istemediğim gibi, onun bu karısına ve çocuklarına da yaptıklarını kabullenemezdim. O an kadına döndüm. “Özür dilerim,” dedim, “Bu olanlardan haberim yoktu. Eğer bilseydim… bu adamın yaşamına hiç girmemiş olurdum.” Gözyaşlarım bundan sonra engellenemez şekilde yanaklarımdan süzülmeye başladı. Kadın bana sertçe baktı, ama bir şey söylemedi. Sadece çocuklarını biraz daha sıkı tuttu, arkasını döndü ve süratle uzaklaştı. Kapı kapanınca odaya döndüm, adam hâlâ bir şeyler söylemeye çalışıyordu, ama bundan sonra onun yüzüne bile bakmak istemiyordum. “Burası bitti,” dedim, “Hayatımdan çık, bir daha seni katiyen görmek istemiyorum.” Onu evimden, yaşamımdan kovdum ve kapıyı yüzüne kapattım. O gece gözyaşları içersinde sabaha kadar uyuyamismim. Olanları düşündükçe kendimi kandırılmış, kullanılmış ve ufak düşmüş hissediyordum. Ama en azından gerçeği öğrenmiştim ve bundan sonra ismimlarımı daha dikkatli atmam gerekliliğini anlamıştım.